yemek ~ يميك، يمك
Kamus-u Fransevi - yemek ~ يميك، يمك maddesi. Sayfa: 1359 - Sira: 4
Qu'est-ce que yemek يميك، يمك , le sens du mot يميك، يمك. A propos يميك، يمك turque. Dictionnaire de langue ottomane
يميك، يمك fransızca ne demek, يميك، يمك anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük
يميك، يمك ماذا تقصد الفرنسية يميك، يمك وسائل الفرنسية يميك، يمك معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية
yemek ~ يميك، يمك güncel sözlüklerde anlamı:
Yemek :::
- yeme, karın doyurma işi
Örnek: Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı - Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
Örnek: Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez. H. Taner - Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
Örnek: Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. F. R. Atay - Ağızda çiğneyerek yutmak
Örnek: Adam o kadar çabuk yiyor ki, hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. B. Felek - Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
Örnek: Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. H. Taner - Isırmak.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.
- Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
Örnek: Kendini topladı ama, fena yerinden gagayı yedi sanırım... M. Ş. Esendal - Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.
- Harcamak, tüketmek, bitirmek
Örnek: Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu. M. Ş. Esendal - Yasal yoldan cezalandırılmak.
- Yemek yeme, karın doyurma işi
yemek ::: aş, batmak, çizmek, dalamak, delmek, ekmek, harcamak, ısırmak, kemirmek, lokma, mahvet
mek, oymak, taam, tüketmek