Çağdaş Sözlük

yemek ~ يميك، يمك

Kamus-u Fransevi - yemek ~ يميك، يمك maddesi. Sayfa: 1359 - Sira: 4

Qu'est-ce que yemek يميك، يمك , le sens du mot يميك، يمك. A propos يميك، يمك turque. Dictionnaire de langue ottomane

يميك، يمك fransızca ne demek, يميك، يمك anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

يميك، يمك ماذا تقصد الفرنسية يميك، يمك وسائل الفرنسية يميك، يمك معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

yemek ~ يميك، يمك güncel sözlüklerde anlamı:

Yemek :::


  1. yeme, karın doyurma işi
    Örnek: Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı

  2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.

  3. Günün belli saatlerinde yenilen besin
    Örnek: Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez. H. Taner

  4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
    Örnek: Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. F. R. Atay

  5. Ağızda çiğneyerek yutmak
    Örnek: Adam o kadar çabuk yiyor ki, hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. B. Felek

  6. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
    Örnek: Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. H. Taner

  7. Isırmak.

  8. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.

  9. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
    Örnek: Kendini topladı ama, fena yerinden gagayı yedi sanırım... M. Ş. Esendal

  10. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.

  11. Harcamak, tüketmek, bitirmek
    Örnek: Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu. M. Ş. Esendal

  12. Yasal yoldan cezalandırılmak.

  13. Yemek yeme, karın doyurma işi

yemek ::: aş, batmak, çizmek, dalamak, delmek, ekmek, harcamak, ısırmak, kemirmek, lokma, mahvet
mek, oymak, taam, tüketmek