Çağdaş Sözlük

adet ~ عادت

Kamus-u Fransevi - adet ~ عادت maddesi. Sayfa: 833 - Sira: 8

Qu'est-ce que adet عادت , le sens du mot عادت. A propos عادت turque. Dictionnaire de langue ottomane

عادت fransızca ne demek, عادت anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

عادت ماذا تقصد الفرنسية عادت وسائل الفرنسية عادت معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

adet ~ عادت güncel sözlüklerde anlamı:

aDET ::: Usul, görenek, alışılmış davranış. Huy, tabiat. Toplumda nesiller boyunca uyulan ve kamuoyunda (umumî efkârda) saygı ve müeyyideye sahip hareket kaideleri (Sosyoloji). İslâm cemiyetinde âdetler de İslâmî olur, İslâma uygun olur. Müslüman, İslâma aykırı âdetlere uymaz. Cemiyetin yabancı âdetlerle bozulmamasına gayret gösterir.

âdet ::: (a. i. c. : âdât) : görenek, usul, tabîat, alışkanlık.

âdet - i ağnâm ::: koyun ve keçiden alınan resim.

âdet - i gulâmiyye ::: işlerin görülmesi için kullanılan adamların masrafları karşılığı olarak alınan resim.

âdet - ullâh ::: Allah’ın kanunu.

âdet ::: görenek, alışkanlık.

aDET ::: Her memleketin âdeti başka başkadır. Hattâ bir memleketin âdeti zamanla değişir. Bulunduğu şehrin dîne uygun olan âdetine uymamak şöhret ve tahrîmen (harama yakın) mekrûh olur. (İmâm-ı Rabbânî)

Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem yaptığı ve kaçındığı şeyler iki kısımdır: Birisi, ibâdet olarak yaptığı ve kaçındığı şeylerdir ki, her müslümanın bunlara tâbi olması, uyması lâzımdır. İkincisi bulundukları memleketin âdeti olarak yaptığı şeylerdir. Bunları yapmak mecbûrî değildir. Âdete bağlı şeylerde de Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) uymak dünyâ ve âhirette insana çok şey kazandırır ve çeşitli saâdetlere ve hayırlara yol açar. (Abdülhakîm Arvâsî)

Müslüman olmayanların yaptıkları ve kullandıkları şeylerden haram olmayıp, insanlara faydalı olanları yapmak ve kâfirlere benzemeği düşünmeyerek kullanmak günâh değildir. Pantolon, çeşitli ayakkabı, çatal, kaşık kullanmak, yemeği masada yemek, herkesin önüne ayrı tabaklar içinde koymak, ekmeği bıçakla dilimlere ayırmak ve çeşitli eşyâ ve âletleri kullanmak hep âdete bağlı şeyler olup, mübâhdırlar. Bunları kullanmak bid'at (günâh) olmaz. Böyle âdetlerden faydalı olmayanları, çirkin ve kötülenmiş olanları kullanmak ve yapmak haram olur. (Abdülgani Nablüsî, İbn-i Âbidîn)

2. Kitab, sünnet, icma' ve kıyasdan sonra ikinci derecedeki dînî delillerden biri. Dînin ve aklın beğendiği şeyler.

Dinde nass (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf) ile açıkça bildirilmiş olmayan bir hükmü anlamak ve bildirmek için umûmî âdetler delîl olur. Âdetin umûmî olması için Eshâb-ı kirâm radıyallahü anhüm zamânından kalma ve müctehidlerin (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfden hüküm çıkarabilen derin âlimlerin) kullanmış olmaları ve devamlı olmaları lâzımdır. Muâmelâttaki (ticâret, rehin, hîbe, mîras, kirâlama, vekâlet v.s.) hükümler için bir beldenin nass'a aykırı olmayan âdetleri delil olur. Bunları fıkıh âlimleri anlıyabilir. Zamânın değişmesi ile örf ve âdete dayanan ahkâm (hükümler) değişebilir. Nass'a (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflere) dayanan ahkâm (hükümler) zamanla değişmez. Böyle hükm-i küllî (genel hükümler) değişmeyip, bu hükmün hâdiselere tatbîki zamanla değişebilir. (İbn-i Âbidîn, Ali Haydar Efendi)

Adet :::


  1. Görenek
    Örnek: Bayram tebriki bir güzel âdettir. B. Felek

  2. Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre.

  3. Belirli yaşlar arasında kadınların ayda bir döl yatağından kan gelmesi durumu, aybaşı.

  4. Sayı.

  5. Herhangi bir sayıda olan şey, tane

  6. görenek.

âdet ::: alışkanlık , adet , görenek

âdet ::: ‬âdet

âdet ::: anane

âdet ::: görenek

âdet ::: usul

âdet ::: tabiat

âdet ::: alışkanlık

âdet ::: verdiş

âdet ::: âdet

âdet ::: usül

âdet ::: görenek

âdet ::: alışkanlık

âdet ::: huy

âdet ::: tabiat

Adet ::: Belli dönemlerde vaginadan kan ve sıvı gelmedi

adet ::: sayı, tane

âdet ::: gelenek

âdet ::: töre

ÂDET :::

Usul, görenek, alışılmış davranış. Huy, tabiat. Toplumda nesiller boyunca uyulan ve kamuoyunda (umumî efkârda) saygı ve müeyyideye sahip hareket kaideleri (Sosyoloji). İslâm cemiyetinde âdetler de İslâmî olur, İslâma uygun olur. Müslüman, İslâma aykırı âdetlere uymaz. Cemiyetin yabancı âdetlerle bozulmamasına gayret gösterir.