Çağdaş Sözlük

An ~ آن

Kamus-u Fransevi - An ~ آن maddesi. Sayfa: 38 - Sira: 11

Qu'est-ce que An آن , le sens du mot آن. A propos آن turque. Dictionnaire de langue ottomane

آن fransızca ne demek, آن anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

آن ماذا تقصد الفرنسية آن وسائل الفرنسية آن معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

An ~ آن güncel sözlüklerde anlamı:

AN ::: En kısa bir zaman. Lahza. Dem. Cüz'i bir zaman.

aN ::: f. Uzağı gösteren işâret ismi. Şu. Bu. O. * Güzellik câzibesi. Melâhat. Güzellik. * Cemi edâtı. Kelimenin sonuna getirilerek cemi' yapılır. Meselâ: Âlimân: Âlimler. Anân: Onlar. Merdân: Adamlar. İnsanlar. Zenân: Kadınlar.Kelimenin sonuna getirilerek sıfat edatı yapılır: Ters: Korku. Tersân: Korkak.Kelimeyi zarf yapar. Güyân: Söyliyerek.

AN ::: Arabçada harf-i cerrdir. Ekseri ismin, kelimenin başına getirilir. Türkçe karşılığı "den, dan" diyebiliriz. Bedel için olur. Meselâ: $Ona bedel ben geldim, cümlesinde olduğu gibi. Tâlil için olur. Bu'd yerinde kullanılır. Zarfiyyet için, mücâveze için ve harf-i cerr olan "min" mânasına, "bâ" mânasına, istiâne için, zâid olur. (Te'kid için) Temim kabilesinin an'anesine göre, hemzeyi, ayn harfine benzeterek "En: "yerinde (An: ile telâffuz edilir. Cânib (taraf, cihet, yan) mânasına da gelebilir.

ân ::: (f. i.) : 1) güzellik cazibesi, alım. 2) (f. s. c. : ânân) : şu, bu.

ân ::: (a. i. c. : ânât, evân) : lâhza, pek az bir zaman.

ân-be-ân ::: gittikçe, yavaş yavaş.

- ân ::: (f. e.) : 1) cemi, * çoğul edatı. şâh-an şahlar. Zen-ân : kadınlar.' 2) sıfat edatı. Hiras-ân : korkak. 3) kelimeyi zarf yapar. Gûy-ân : söyleyerek.

ân ::: en kısa zaman.

An :::


  1. Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası, lahza
    Örnek: Emaneti bir an önce evine götürseler, iyi olur. A. İlhan

  2. İki tarla arasındaki sınır.

  3. Zihin.

ân ::: -dan , çoğul eki -ler , -lar , alım , cazibe , an

ân ::: ‬an

an ::: ‬den

an ::: -dan

ân ::: ‬çoğul eki -ler

ân ::: -lar

ân ::: zarf yapan ek -erek

ân ::: -arak

ân ::: ‬alım

ân ::: cazibe

ân ::: hava

ân ::: (f. i.) 1) güzellik cazibesi, alım. 2) (f. s. c. : ânân) : şu, bu.

- ân ::: (f. e.) 1) cemi, * çoğul edatı. şâh-an şahlar. Zen-ân : kadınlar.' 2) sıfat edatı. Hiras-ân : korkak. 3) kelimeyi zarf yapar. Gûy-ân : söyleyerek.

an ::: dakika, lahza, zihin

AN :::

En kısa bir zaman. Lahza. Dem. Cüz'i bir zaman

ÂN :::

f. Uzağı gösteren işâret ismi. Şu. Bu. O. * Güzellik câzibesi. Melâhat. Güzellik. * Cemi edâtı. Kelimenin sonuna getirilerek cemi' yapılır. Meselâ: Âlimân: Âlimler. Anân: Onlar. Merdân: Adamlar. İnsanlar. Zenân: Kadınlar.Kelimenin sonuna getirilerek sıfat edatı yapılır: Ters: Korku. Tersân: Korkak.Kelimeyi zarf yapar. Güyân: Söyliyerek.

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: