Çağdaş Sözlük

Emîr ~ آمر

Kamus-u Fransevi - Emîr ~ آمر maddesi. Sayfa: 37 - Sira: 18

Qu'est-ce que Emîr آمر , le sens du mot آمر. A propos آمر turque. Dictionnaire de langue ottomane

آمر fransızca ne demek, آمر anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

آمر ماذا تقصد الفرنسية آمر وسائل الفرنسية آمر معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

Emîr ~ آمر güncel sözlüklerde anlamı:

EMiR ::: (Bak: Emr)

EMiR ::: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. * Büyük ve meşhur bir soydan gelen. * Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. * Zengin.

emir ::: (a. i. c. : evâmir) : (bkz. : emr).

emîr ::: (a. i. emr'den. c. : ümerâ) : 1) bir kavmin, bir şehrin başı, beği. 2) büyük bir hanedana mensup kimse. [kelimenin cem'i olan "ümerâ" bu mânâlarda kutlanılmaz].

emîr-i Mekke ::: Mekke emîri, Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in sülâlesinden olup Mekke'de me'mur bulunan zat.

emîr-ül-ceyş ::: serdar, serasker, başkumandan.

emîr-ül-Hâcc ::: hacılar emîri, hacılar kafilesine reislik etmekle vazifeli bulunan zat.

emîr-ül-mâ' ::: amiral.

emîr-ül-mü'minîn ::: mü'minlerin emîri, Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in halîfesi, (pâdişâh), [bu unvan ilk evvel Hz. Ömer'e verilmiştir],

emîr-ül-ümerâ' ::: (emirlerin emîri) : [eskiden], mülkiye (sivil) de paşalık unvanının ilk derecesi ki ikinci rütbeyi karşılar.

âmir ::: (a. s. emr'den. c. : ümerâ) : 1) emreden, buyuran. 2) bir memurun vazîfe bakımından büyüğü. 3) huk. bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle birfiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdîdi yapmıya muktedir olan kimse.

emîr ::: bey, başkan.

EMiR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Allah'a itâat edin. Peygambere ve sizden olan emir sâhiplerine de itâat edin. (Nisâ sûresi: 59)

Allahü teâlâdan korkunuz! Başınızdaki emîr, habeşli köle bile olsa, itâat ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

2. Hazret-i Ali'nin lakabı.

Hazret-i Muâviye'nin Emîr ile muhârebesi, ictihâd sebebi ile idi. (İbn-i Hacer-i Mekkî)

Hazret-i Emîr'in ismi, Cennet kapısının üstünde yazılıdır. (İmâm-ı Rabbânî)

EMiR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Allah'a itâat edin. Peygambere ve sizden olan emir sâhiplerine de itâat edin. (Nisâ sûresi: 59)

Allahü teâlâdan korkunuz! Başınızdaki emîr, habeşli köle bile olsa, itâat ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

2. Hazret-i Ali'nin lakabı.

Hazret-i Muâviye'nin Emîr ile muhârebesi, ictihâd sebebi ile idi. (İbn-i Hacer-i Mekkî)

Hazret-i Emîr'in ismi, Cennet kapısının üstünde yazılıdır. (İmâm-ı Rabbânî)

Emir :::


  1. Buyruk, komut, talimat, ferman.

  2. İstek
    Örnek: İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu

  3. Bir makamdan öbürüne geçerken görevliye verilen belge.

  4. Araplarda ve daha başka Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı.

  5. bk.emir kipi.

  6. Borsada menkul değer alıp satmak amacıyla aracılara yazılı ya da sözlü biçimde yapılan bildirim.

emir ::: iş , buyruk , emir

emîr ::: bey , emirlik başkanı

âmir ::: emreden

âmir ::: ‬emreden

emir ::: ‬buyruk

emir ::: emir

emîr ::: ‬bey

emîr ::: emirlik başkanı

emîr ::: emir

emir ::: (a. i. c. : evâmir) (bkz. : emr).

emîr ::: (a. i. emr'den. c. : ümerâ) 1) bir kavmin, bir şehrin başı, beği. 2) büyük bir hanedana mensup kimse. [kelimenin cem'i olan

âmir ::: (a. s. emr'den. c. : ümerâ) 1) emreden, buyuran. 2) bir memurun vazîfe bakımından büyüğü. 3) huk. bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle birfiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdîdi yapmıya muktedir olan kimse.

âmir ::: buyuran

âmir ::: hükmeden

âmir ::: başçı

âmir ::: büyük

emir ::: buyruk, ferman, istek, komut, talimat

EMİR :::

(Bak: Emr