Çağdaş Sözlük

alet ~ آلات

Kamus-u Fransevi - alet ~ آلات maddesi. Sayfa: 31 - Sira: 15

Qu'est-ce que alet آلات , le sens du mot آلات. A propos آلات turque. Dictionnaire de langue ottomane

آلات fransızca ne demek, آلات anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

آلات ماذا تقصد الفرنسية آلات وسائل الفرنسية آلات معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

alet ~ آلات güncel sözlüklerde anlamı:

aLET ::: Fakir. * Dağda ve tarlada yaptıkları künbet.

aLET ::: Bir işte veya bir san'atta kullanılan vasıta. Bir makinayı vücuda getiren ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri. * Sebeb, vesile, vesâit. * Edevat. Avadanlık.

âlât ::: (a. i. âlet'in c.) : vâsıtalar, aygıtlar.

âlât-ı câriha ::: yaralayıcı âletler.

âlât-ı harbiyye ::: harp, savaş âletleri

âlât-ı katıa ::: kesici âletler.

âlât-ı tab'iyye ::: baskı âletleri.

âlet ::: (a. i. c. âlât) : 1) vâsıta. 2) avadanlık, (bkz. : edevat). 3) makine, aygıt.

âlet ::: bir iş veya sanatta kullanılan vasıta.

Alet :::


  1. Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
    Örnek: Alet işler, el övünür. Atasözü

  2. Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt
    Örnek: Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum. F. R. Atay

  3. Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri.

  4. Hoş görülmeyen bir işe yardımcı veya aracı olmayı kabul eden kimse, maşa
    Örnek: Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. Y. K. Karaosmanoğlu

âlât ::: aletler , vasıtalar

âlet ::: araç , alet

âlât ::: ‬aletler

âlet ::: ‬araç

âlet ::: alet

âlet ::: vasıta

âlet ::: (a. i. c. âlât) 1) vâsıta. 2) avadanlık, (bkz. : edevat). 3) makine, aygıt.

âlât ::: vasıtalar

âlât ::: aygıtlar

âlet ::: avadanlık

âlet ::: makine

âlet ::: kılga

âlet ::: aygıt

âlet ::: hangise fizikî işi yerine yetirmek için tekniki vasıta

alet ::: araç, aygıt, cihaz, maşa

ÂLET :::

Bir işte veya bir san'atta kullanılan vasıta. Bir makinayı vücuda getiren ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri. * Sebeb, vesile, vesâit. * Edevat. Avadanlık