Çağdaş Sözlük

habis ~ يابس

Kamus-u Fransevi - habis ~ يابس maddesi. Sayfa: 1333 - Sira: 12

Qu'est-ce que habis يابس , le sens du mot يابس. A propos يابس turque. Dictionnaire de langue ottomane

يابس fransızca ne demek, يابس anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

يابس ماذا تقصد الفرنسية يابس وسائل الفرنسية يابس معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

habis ~ يابس güncel sözlüklerde anlamı:

HABiS ::: Bağışlanan şey. Mukabilinde bir ücret istenmeyen şey. Parasız olarak verilen nesne.

HABiS ::: (Hubs. dan) Fesadcı. Hilekâr. Alçak tabiatlı. Kötü. Pis.

HABiS ::: Hapseden. Tutan. Hapishâneye atan.

habîs ::: (a. s.) : parasız olarak verilen, bağışlanan şey.

habis ::: (a. s.) : hapseden, tutan.

habîs ::: (. s. hubs'dan. c. : habe. se. habîsîn. habîsûn. habesâ) : kötü, alçak, pis, soysuz. Ervâh-ı habîse : kötü ruhlar.

yâbis ::: (a. s.) : kuru. Ratb-i yâbis : yaş, kuru, yaştan, kurudan bir şeyin her türlüsü.

habîs ::: pis, kötü.

HABiS ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! (Hak yolunda) infâkı (harcamayı), kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız (mahsûllerin) en iyisinden yapın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmadığınız pek habîs şeyleri vermeye kalkışmayın... (Bakara sûresi: 267)

İnsanların en kötüsü, habîsliği sebebiyle kendisine ikrâm olunandır. (Hadîs-i şerîf-Ez-Zevâcir)

Boyun eğdirme yâ Rab bir habîse,
Şükr edeyim lütfuna her ne ise.

(Muhammed bin Receb Efendi)

2. Haram.

Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Yetimlere (babası veya anası ölmüş çocuklara; rüşdüne gelince) mallarını verin. Temizi (helâlı), habîse değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu, muhakkak büyük bir günahtır. (Nisâ sûresi: 2)

Habis :::


  1. Kötü, alçak, soysuz (kimse).

  2. Kötücül (bazı hastalıklar veya urlar)
    Örnek: Bir sinek vardır, sokarsa habis çıban yapar, tedavisi zordur. R. H. Karay

habîs ::: kötü , pis

habis ::: kötü , pis

habîs ::: ‬kötü

habîs ::: pis

habîs ::: (a. s.) parasız olarak verilen, bağışlanan şey.

habis ::: (a. s.) hapseden, tutan.

habîs ::: (. s. hubs'dan. c. : habe. se. habîsîn. habîsûn. habesâ) kötü, alçak, pis, soysuz. Ervâh-ı habîse : kötü ruhlar.

yâbis ::: (a. s.) kuru. Ratb-i yâbis : yaş, kuru, yaştan, kurudan bir şeyin her türlüsü.

Habis ::: Hayati tehlike : kanseröz.

HABÎS :::

(Hubs. dan) Fesadcı. Hilekâr. Alçak tabiatlı. Kötü. Pis

HABİS :::

Hapseden. Tutan. Hapishâneye atan