Çağdaş Sözlük

varlık ~ وارلق

Kamus-u Fransevi - varlık ~ وارلق maddesi. Sayfa: 1299 - Sira: 6

Qu'est-ce que varlık وارلق , le sens du mot وارلق. A propos وارلق turque. Dictionnaire de langue ottomane

وارلق fransızca ne demek, وارلق anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

وارلق ماذا تقصد الفرنسية وارلق وسائل الفرنسية وارلق معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

varlık ~ وارلق güncel sözlüklerde anlamı:

Varlık :::


  1. Var olma durumu, mevcudiyet, yokluk karşışu
    Örnek: Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır. O. V. Kanık

  2. Var olan her şey.

  3. Para, mal, mülk, zenginlik
    Örnek: Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar. Anayasa

  4. Önemli, yararlı, değerli şey.

  5. İyi yaşayacak kadar geliri yolunda olma durumu, variyet.

  6. Ömür, hayat
    Örnek: Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben. A. K. Tecer

  7. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey.

  8. bk. aktif

  9. Felsefenin temel kavramlarından biri; ilkin Parmenides kullanmış. 1- Var olan şey; var olduğu söylenen şey; var olanın varoluşu. (Var olan şeylerlevarlık arasındaki ayrım, doğru ile doğruluk arasındaki ayrım gibidir; doğru olan birçok şeyler vardır, ama doğruluk bu birçok doğrularda bir ve aynıdır.) Aristoteles'te "varolanların varlığı", var olanların çokluğu içinde ortak olan, özdeş olan. 2- Oluş ve yok oluşun karşıtı olarak: Kalıcı olan, gelip geçici olmayan. 3- Bütün var olanları içine alan en genel kavram. 4- Görüntünün karşıtı olarak gerçekten var olan. //varlık, gerçek (real)varlık, düşüncel (ideal)varlık olarak ayrılır: Gerçekvarlık çoğunlukla varoluş (existentia) olarak, düşüncelvarlık öz (essentia) olarak gösterilir. Gerçekvarlık gerçekliğini nesnelerden, olaylardan, kişilerden alan şeydir, uzay-zaman içindedir, bireyseldir, tektir; düşüncelvarlık ise uzay-zaman-dışıdır, duyularla algılanamaz, elle tutulur gerçekliği yoktur; bu anlamda değerler, matematik ve mantığın kavramları düşüncelvarlıklardır.T. : mevcudiyet

varlık ::: hayat, mal, mevcudiyet, mülk, ömür, para, sermaye, üzeri, vücut