Çağdaş Sözlük

ni'met ~ نعمت

Kamus-u Fransevi - ni'met ~ نعمت maddesi. Sayfa: 1280 - Sira: 20

Qu'est-ce que ni'met نعمت , le sens du mot نعمت. A propos نعمت turque. Dictionnaire de langue ottomane

نعمت fransızca ne demek, نعمت anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

نعمت ماذا تقصد الفرنسية نعمت وسائل الفرنسية نعمت معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

ni'met ~ نعمت güncel sözlüklerde anlamı:

Ni'MET ::: (Nimet) İyilik, lütuf, ihsan. Saadet. Hidayet. * Giyecek şeyler. * Yiyecek faydalı şey, rızık.(Eğer dünyanın veya vücudun mülkiyeti, zılliyeti sende ise, taahhüd, tahaffuz, korku külfetleriyle nimetlerden lezzet alamazsın, dâima rahatsız olursun. Çünkü noksanları tedarik, mevcutları telef olmaktan muhafaza ile dâimâ evham, korkular, meşakkatlere mahal olursun. Halbuki o nimetler Mün'im-i Kerim'in taahhüdü altındadır. Senin işin O'nun sofra-i ihsanından yeyip içmekle şükretmektir. Şükürde bir zahmet yoktur. Bilâkis nimetin lezzetini arttırır. Çünkü şükür, nimette in'amı görmek demektir. İn'amı görmek, nimetin zevalinden hâsıl olan elemi defeder. Zira nimet zâil olduğundan Mün'im-i Hakiki, onun yerini boş bırakmaz, misliyle doldurur ve teceddüdünden lezzet alırsın. M.N.)

ni'met ::: (a. i. c. : niam) : 1) iyilik, lütuf, ihsan, bahşiş. 2) azık, yiyeceğe, içeceğe dâir şeyler; ekmek. 3) saadet, mutluluk. Veliyy-i ni'met : velînîmet, nîmet sahibi, besliyen, yedirip içiren. ni'met-i İlâhiyye : Allah'ın bahşettiği her türlü rızık. 4) kadın ve nadiren erkek adı.

nimet ::: iyilik , yiyecek

ni'met ::: (nimet) iyilik , lütuf , ihsan , saadet , hidayet , giyecek şeyler , yiyecek faydalı şey , rızık

nimet ::: ‬iyilik

nimet ::: yiyecek

ni'met ::: (a. i. c. : niam) 1) iyilik, lütuf, ihsan, bahşiş. 2) azık, yiyeceğe, içeceğe dâir şeyler; ekmek. 3) saadet, mutluluk. Veliyy-i ni'met : velînîmet, nîmet sahibi, besliyen, yedirip içiren. ni'met-i İlâhiyye : Allah'ın bahşettiği her türlü rızık. 4) kadın ve nadiren erkek adı.

Nİ'MET :::

(Nimet) İyilik, lütuf, ihsan. Saadet. Hidayet. * Giyecek şeyler. * Yiyecek faydalı şey, rızık.(Eğer dünyanın veya vücudun mülkiyeti, zılliyeti sende ise, taahhüd, tahaffuz, korku külfetleriyle nimetlerden lezzet alamazsın, dâima rahatsız olursun. Çünkü noksanları tedarik, mevcutları telef olmaktan muhafaza ile dâimâ evham, korkular, meşakkatlere mahal olursun. Halbuki o nimetler Mün'im-i Kerim'in taahhüdü altındadır. Senin işin O'nun sofra-i ihsanından yeyip içmekle şükretmektir. Şükürde bir zahmet yoktur.