Çağdaş Sözlük

makam ~ مقام

Kamus-u Fransevi - makam ~ مقام maddesi. Sayfa: 1206 - Sira: 6

Qu'est-ce que makam مقام , le sens du mot مقام. A propos مقام turque. Dictionnaire de langue ottomane

مقام fransızca ne demek, مقام anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

مقام ماذا تقصد الفرنسية مقام وسائل الفرنسية مقام معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

makam ~ مقام güncel sözlüklerde anlamı:

MAKAM ::: Durulacak yer. * Rütbeli yer. * Câh. Mesned. Mansab. * Musikide usul. Tempo.

Makam ::: ("ka" uzun okunur, a. i. kıyâm'dan. c. : makamât) : 1) kıyam edilen, durulan, durulacak yer; durak. 2) me'mûriyet, me'-murluk yeri. 3) ermişlerden birinin mezarı sanılan yer. 4) müz. bir durak ile bir güçlünün etrafında, onlara bağlı olarak toplanmış seslerin umûmî heyeti, fr. mode, ton. Nihâvend makamı, hicaz makamı. gibi.

makam-ı âlî ::: (yüce makam) : nezâretler hakkında kullanılırdı.

makam-ı evvel-ı sânî ::: seyyare (* gezeğen) le-rin mahrek (*yörünge) leri üzerindeki hareket noktası.

makam-ı hizmet ::: hizmet, iş görme yeri.

makam-ı İbrahim ::: Kabe'de saklı bulunan bir taş.

makam-ı Mahmûcl ::: mahşer günü Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in diğer nebîlerle velîlere melce' olan şefaat-i Kübrâ makamı. (Ta'bîrât-i Kur'âniyye'dendir).

makam ::: yer, mertebe, müzikte usul.

MAKaM ::: Bir kimse şu on şeyi, kendine farz bilmedikçe, tam verâ ehli (dînimizde şüpheli olan şeylerden sakınan) olamaz: Başkalarını çekiştirmemeli. Mü'minlere sû-i zan (kötü zan) etmemeli, kötü bilmemeli. Kimse ile alay etmemeli. Yabancı kadınlara, kızlara bakmamalı. Doğru söylemeli. Kendini beğenmemek için, Allahü teâlânın kendisine yaptığı ihsânları (iyilikleri), nîmetleri düşünmeli. Malını helâl yerlere harcayıp, haramlara vermemeli. Nefsi, keyfi için, mevki makâm istemeyip, bunları insanlara hizmet yeri bilmeli. Beş vakit namazı vaktinde kılmağı birinci vazîfe bilmeli. Ehl-i sünnet (Resûlullah efendimiz ve arkadaşlarının bildirdiği doğru yolda giden İslâm) âlimlerinin bildirdiği îmânı ve işleri iyi öğrenip, kendini bunlara uydurmalı. (Ahmed Fârûkî)

Emeli, arzû ve istekleri kısa yapmak lâzımdır. Makâm, mevkî kapmak için yarış etmek gibi hırs yoktur. (Ahmed bin Âsım Antâkî)

Makam ne kadar mühim olsa da, şahsiyetinizi vermeyin. Kendinizi küçültmeyin. (Ferîdüddîn Şeker Genç)

Mal için makam için hep uğraştım,
Sonsuz nîmetlerden oldum, âh yazık!

Yol bozuk ve karanlık, önde şeytan,
Günâh ağır, ağlarım hep, âh yazık!

(Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

2. Tasavvuf yolunda bulunan kimsenin bu yolda ilerlerken kazandığı mânevî derecelerden her biri.

Makâmı kazanmakta kulun gayreti lâzımdır. Bu bakımdan makâm ile hâl arasında fark vardır. Çünkü hâl, kulun gayreti olmadan kalbde meydana gelir. (Ali bin Hüseyin)

Tasavvuf yolunda bulunan kimsenin kazandığı makâmın hükümlerini, îcâblarını yerine getirmeden, tamamlamadan, başka makâma geçmekte acelecilik yapmaması, sabırsızlık göstermemesi lâzımdır. Zîrâ, kanâati olmayan hırslı kimsenin tevekkülü, sıhhatli olmaz. Tevekkülü tam olmayanın teslimiyetinde sıhhat bulunmaz. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

Makam :::


  1. Mevki, kat, yer
    Örnek: İnsan değil gökyüzündeki makamını şaşırarak yere inmiş bir melektir. H. R. Gürpınar

  2. Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi.

  3. kat, orun.

makam ::: yer , durulacak yer

makam ::: ‬yer

makam ::: kat

makam ::: huzur

makam ::: musikî makamı

Makam ::: (

makam ::: huzur, kat, koltuk, mesnet, mevki, post, sandalye, terane, yer

MAKAM :::

Durulacak yer. * Rütbeli yer. * Câh. Mesned. Mansab. * Musikide usul. Tempo