Çağdaş Sözlük

garib ~ قریب

Kamus-u Fransevi - garib ~ قریب maddesi. Sayfa: 958 - Sira: 9

Qu'est-ce que garib قریب , le sens du mot قریب. A propos قریب turque. Dictionnaire de langue ottomane

قریب fransızca ne demek, قریب anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

قریب ماذا تقصد الفرنسية قریب وسائل الفرنسية قریب معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

garib ~ قریب güncel sözlüklerde anlamı:

GARiB ::: (A, uzun okunur) Batan. Gurub eden. * İki omuz arası. * Devenin hörgücüyle boynu arası.

garîb ::: (a. s. gurbet ve garâbet'den. c. : gurabâ) : 1) kimsesiz, zavallı. 2) gurbette, kendi memleketinin dışında buluttan, yabancı. 3) tuhaf, şaşılacak, bambaşka. 4) dokunaklı.

garib-üd-diyâr ::: memleketin' yabancısı.

garib ::: ("ga" uzun okunur. a. s. gurûb'dan) : gurûbeden batan.

garîb-âne ::: (f. b. zf.) : garipçesine, garip gibi, garibe yakışacak bir surette.

garib ::: (a. f. b. s.) : (bkz. : garîb-nüvâz).

garib ::: batan.

garîb ::: garip, yabancı, kimsesiz, yâd ellere düşmüş, yadırganan şey.

GARiB ::: Garîb hastalanır, dört yanına bakınır da, tanıdık bir kimse göremezse, Allah onun geçmiş günâhlarını affeder. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)

Dünyâda garîb veya yolcu gibi ol ve kendini ölmüş say. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

Garîbler azdır. Onları sevmeyenler çoktur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

En garîb ve muhtac olduğun gün, kabre konduğun gündür. (Ebû Zer Gıfârî)

Gariblere merhamet etmek Resûlullah efendimizin sünnetidir. Nerede bir garip görsen ona olan merhametinden dolayı gözyaşların akmalıdır. (Ahmed Yesevî)

GARiB ::: Garîb hastalanır, dört yanına bakınır da, tanıdık bir kimse göremezse, Allah onun geçmiş günâhlarını affeder. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)

Dünyâda garîb veya yolcu gibi ol ve kendini ölmüş say. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

Garîbler azdır. Onları sevmeyenler çoktur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

En garîb ve muhtac olduğun gün, kabre konduğun gündür. (Ebû Zer Gıfârî)

Gariblere merhamet etmek Resûlullah efendimizin sünnetidir. Nerede bir garip görsen ona olan merhametinden dolayı gözyaşların akmalıdır. (Ahmed Yesevî)

garîb ::: yabancı , tuhaf , gurbette yaşayan , kimsesiz

garib ::: kimsesiz , zavallı

karîb ::: yakın

garîb ::: ‬gurbette yaşayan

garîb ::: yabancı

garîb ::: kimsesiz

garîb ::: tuhaf

karîb ::: ‬yakın

garib ::: (

garib ::: (a. f. b. s.) (bkz. : garîb-nüvâz).

GARİB :::

(A, uzun okunur) Batan. Gurub eden. * İki omuz arası. * Devenin hörgücüyle boynu arası