Çağdaş Sözlük

fasl ~ فصل

Kamus-u Fransevi - fasl ~ فصل maddesi. Sayfa: 901 - Sira: 5

Qu'est-ce que fasl فصل , le sens du mot فصل. A propos فصل turque. Dictionnaire de langue ottomane

فصل fransızca ne demek, فصل anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

فصل ماذا تقصد الفرنسية فصل وسائل الفرنسية فصل معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

fasl ~ فصل güncel sözlüklerde anlamı:

FASL ::: (Fasıl) İki şey arasındaki ek yeri. Mafsal. * Hak söz. Hak ile bâtılın arasını fark ve temyiz ile olan hüküm ve kaza. (Buna "Faysal" da denir) Halletmek. Ayrılma. Çözme. * Bölüm. * Mevsim. * Aynı makamda çalınan şarkı. * Çocuğu memeden kesmek. * Birini zemmetmek. Gıybet.

fasıl ::: (a. i. c. : fusûl) : 1) (bkz. : fasi). 2) müz. bir bestekârın ayni makamdan bestelediği iki beste. 3) müz. [geniş mânâsiyle] Türk müziğinde klasik bir konser programı.

fasl ::: (a. i. c. : fusûl) : 1) ayrıntı; ayırma, ayrılma; kesme; kesinti; bölüm. 2) halletme, neticelendirme. 3) aleyhte bulunma, adam çekiştirme. 4) bir kitabın başlıca bölüntülerinden her biri. 5) ed. kelimeler, terkipler ve cümleler arasında bağlantı edatı bulunmadan yazı yazma usulü. 6) muz. bir defada çalınan peşrev, şarkı vesâire-nin hepsi, (bkz. : fasıl2. 7) tiyatro oyununun başlıca kısımlarından herbiri. 8) dört mevsimden herbiri,

fasl-ı bahar, fasl-ı rebî ::: bahar mevsimi.

fasl-ı gül ::: gül mevsimi, ilkbahar.

fasl-ı harîf ::: güz mevsimi.

fasl-ı hazân ::: sonbahar, güz.

fasl-ı müşterek ::: geo. * arakesit.

fasl-ı sayf ::: yaz mevsimi.

fasl-ı şitâ ::: kış mevsimi. 9) a) bir bestekârın aynı makamdan bestelediği iki beste île iki semaî; b) geniş mânâsiyle Türk müziğinde klâsik bir konser programı, (bkz. : fasıl2.) 10) iki sathın (* düzey) birleşmesinden meydana gelen çizgi (fasl-ı müşterek). 11) anat. mafsal, vücûdun oynak yerleri.

fasl-ül-eesed ::: anat. vücudun mafsalları, oynak yerleri, (bkz. : fasıl).

fasl ::: bölüm, mevsim.

fâsıl ::: bölüm

fasl ::: mevsim , bölüm

fasl ::: ‬mevsim

fasl ::: bölüm

fasl ::: çözümleme

fasıl ::: (a. i. c. : fusûl) 1) (bkz. : fasi). 2) müz. bir bestekârın ayni makamdan bestelediği iki beste. 3) müz. [geniş mânâsiyle] Türk müziğinde klasik bir konser programı.

FASL :::

(Fasıl) İki şey arasındaki ek yeri. Mafsal. * Hak söz. Hak ile bâtılın arasını fark ve temyiz ile olan hüküm ve kaza. (Buna "Faysal" da denir) Halletmek. Ayrılma. Çözme. * Bölüm. * Mevsim. * Aynı makamda çalınan şarkı. * Çocuğu memeden kesmek. * Birini zemmetmek. Gıybet.