alim ~ عالم
Kamus-u Fransevi - alim ~ عالم maddesi. Sayfa: 836 - Sira: 2
Qu'est-ce que alim عالم , le sens du mot عالم. A propos عالم turque. Dictionnaire de langue ottomane
عالم fransızca ne demek, عالم anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük
عالم ماذا تقصد الفرنسية عالم وسائل الفرنسية عالم معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية
alim ~ عالم güncel sözlüklerde anlamı:
aLiM ::: Bilen, bilgili. * Çok şey bilen. * Çok okumuş, bilgiç. * İlim ile uğraşan. Hoca.(Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir. M.)
ALiM ::: Bilen. İlmi, ebedi ve ezeli olan Cenab-ı Hak. (Kur'an-ı Kerim'de bu isim 126 kerre zikredilir.)
ALiM ::: Üzüntülü, kederli, ıztırab çeken.
âlem ::: (a. i. c. ; âlemîn, âlemûn, avâlim) : 1) dünyâ, cihan, (bkz. : dehr).
âlem-i berzah ::: (bkz. : mânend, âbâd).
âlem-i berîn ::: en yüksek âlem.
âlem-i ceberut ::: Tanrının bulunduğu dünyâ, fânî dünyânın dışında olan âlem. 2) insanlar, halk. 3) mec. eğlence. 4) lüzûm, mânâ.
âlem-i ervâh ::: ruhlar âlemi, öteki dünyâ.
âlem-i esbâb ::: madde âlemi, bu dünyâ.
âlem-i fânî ::: fânî âlem, fânî dünyâ, bu dünyâ.
âlem-i gayb ::: görünmez âlem.
âlem-i hâb ::: uyku âlemi.
âlem-i kevn ::: varlık âlemi, var olma dünyâsı.
âlem-i kitmân ::: saklı âlem.
âlem-i kudsî ::: Tanrı âlemi.
âlem-i lâhut ::: Tanrı âlemi.
âlem-i ma’nâ ::: rüya âlemi.
âlem-i melekût ::: Tanrı’nın mutlak hükümdar olduğu âlem.
âlem-i menâm, âlem-i misâl ::: uyku, rüya âlemi.
âlem-i nakayis ::: nakîseler âlemi.
âlem-i nâr ::: ateş dünyâsı.
âlem-i siyâset ::: siyâset âlemi, siyâset dünyâsı.
âlem-i sabâvet ::: çocukluk dünyâsı.
âlem-i şems ::: Güneş ve peykleri.
âlim ::: (a. s. ilm'den. c. : ulemâ’) : çok okumuş, bilgin.
âlim-ül-gayb ve-ş-şahâde ::: görüleni görülmeyeni bilen, Allah
âlim ::: (a. s.) : elemli, kederli, ıstırap çeken.
alîm ::: (a. s. ilm'den.) : çok bilen. [Allah'ın sıfatlarındandır, "bilgisi ezelî ve ebedî olan" demektir].
Alîm ::: sonsuz bilgi sahibi Allah.
âlim ::: bilen, bilgili.
aLiM ::: 1. Her şeyi bilen mânâsına Allahü teâlânın sıfatlarından biri.
Allahü teâlâ gizliyi de âşikar olanı da âlimdir. (Haşr sûresi: 22)
2. Zamânın fen ve edebiyât bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerîmin ve yüzbinlerce hadîs-i şerîfin mânâsını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliyâlığın) en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş ve yetiştirebilen müctehid.
Âlimler peygamberlerin vârisleridir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Ümmetimin âlimlerine hürmet ediniz. Onlar yeryüzünün yıldızlarıdır. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)
Âlimin yüzüne bakmak İbâdettir. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)
Âlimin uykusu, câhilin ibâdetinden hayırlıdır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u ulûmiddîn)
Âlimleri hafife alanların âhireti, ümerâyı (devlet başkanlarını) hafife alanların dünyâsı, dostlarını hafife alanların mürüvveti (insanlığı) yıkılır. (Abdullah bin Mübârek)
3. Bir ilim dalında yetişmiş mütehassıs kimse (uzman).
Allahü teâlâ birine iyilik vermek isterse onu fıkıh âlimi yapar. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Âlimin kıymetini ancak âlim anlar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
4. Öğreten, öğretici.
Ya âlim, ya talebe, yâhut bunları dinleyici ol. Bu üçten olmazsan helâk olursun. (Hadîs-i şerîf-Ahmed ibni Hanbel)
Âlimin bir nazarı bulunmaz hazînedir
Bir sohbeti yıllarca bitmez kütüphânedir.
(Seâdet-i Ebediyye)
aLiM ::: 1. Her şeyi bilen mânâsına Allahü teâlânın sıfatlarından biri.
Allahü teâlâ gizliyi de âşikar olanı da âlimdir. (Haşr sûresi: 22)
2. Zamânın fen ve edebiyât bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerîmin ve yüzbinlerce hadîs-i şerîfin mânâsını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliyâlığın) en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş ve yetiştirebilen müctehid.
Âlimler peygamberlerin vârisleridir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Ümmetimin âlimlerine hürmet ediniz. Onlar yeryüzünün yıldızlarıdır. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)
Âlimin yüzüne bakmak İbâdettir. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)
Âlimin uykusu, câhilin ibâdetinden hayırlıdır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u ulûmiddîn)
Âlimleri hafife alanların âhireti, ümerâyı (devlet başkanlarını) hafife alanların dünyâsı, dostlarını hafife alanların mürüvveti (insanlığı) yıkılır. (Abdullah bin Mübârek)
3. Bir ilim dalında yetişmiş mütehassıs kimse (uzman).
Allahü teâlâ birine iyilik vermek isterse onu fıkıh âlimi yapar. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Âlimin kıymetini ancak âlim anlar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
4. Öğreten, öğretici.
Ya âlim, ya talebe, yâhut bunları dinleyici ol. Bu üçten olmazsan helâk olursun. (Hadîs-i şerîf-Ahmed ibni Hanbel)
Âlimin bir nazarı bulunmaz hazînedir
Bir sohbeti yıllarca bitmez kütüphânedir.
(Seâdet-i Ebediyye)
alîm ::: çok bilen
âlim ::: bilen , bilgin , bilgili
âlem ::: dünya
âlem ::: cihan
âlim ::: bilgin
alîm ::: çok bilen
âlim ::: (a. s.) elemli, kederli, ıstırap çeken.
alîm ::: (a. s. ilm'den.) çok bilen. [Allah'ın sıfatlarındandır,
âlem ::: kainat
âlem ::: evren
âlem ::: yer küresi
âlem ::: yüre
âlem ::: saha
âlem ::: çoklu
âlem ::: bir dünya?
âlem ::: insanlar
âlem ::: halk
âlem ::: cemaat
âlem ::: cemiyet
âlem ::: eğlence
âlem ::: lüzum
âlem ::: mana
âlim ::: ilimle meşgul olan
âlim ::: ilimli
âlim ::: bilici
âlim ::: çok okumuş
alim ::: bilgin
ALÎM :::
ALİM :::
ÂLİM :::