İhtilaf ~ اختلاف
Kamus-u Fransevi - İhtilaf ~ اختلاف maddesi. Sayfa: 59 - Sira: 18
Qu'est-ce que İhtilaf اختلاف , le sens du mot اختلاف. A propos اختلاف turque. Dictionnaire de langue ottomane
اختلاف fransızca ne demek, اختلاف anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük
اختلاف ماذا تقصد الفرنسية اختلاف وسائل الفرنسية اختلاف معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية
İhtilaf ~ اختلاف güncel sözlüklerde anlamı:
iHTiLAF ::: (Hulf. den) Anlaşmazlık, uyuşmazlık, karışıklık, ikilik. * Birisinin halifesi olmak.(Eğer denilse: Hadiste $ denilmiş. İhtilaf ise, tarafgirliği iktiza ediyor. Hem tarafgirlik marazı; mazlum avâmı, zâlim havassın şerrinden kurtarıyor. Çünki: Bir kasabanın ve bir köyün havassı ittifak etseler, mazlum avâmı ezerler. Tarafgirlik olsa, mazlum bir tarafa iltica eder, kendisini kurtarır. Hem, tesadüm-ü efkârdan ve tehâlüf-ü ukulden hakikat tamamiyle tezahür eder?Elcevab : Birinci suale deriz ki: Hadisteki ihtilaf ise, müsbet ihtilaftır. Yâni: Herbiri kendi mesleğinin tamir ve revacına sa'yeder. Başkasının tahrip ve ibtaline değil, belki tekmil ve ıslahına çalışır. Amma menfi ihtilaf ise ki; garazkârane, adavetkârane birbirinin tahribine çalışmaktır. Hadisin nazarında merduttur. Çünki birbiriyle boğuşanlar, müsbet hareket edemezler...İkinci suale deriz ki: Tarafgirlik eğer Hak namına olsa, haklılara melce' olabilir. Fakat şimdiki gibi garazkârâne, nefis hesabına olan tarafgirlik, haksızlara melce'dir ki; onlara nokta-i istinad teşkil eder. Çünki garazkârane tarafgirlik eden bir adama şeytan gelse, onun fikrine yardım edip taraftarlık gösterse, o adam o şeytana rahmet okuyacak. Eğer mukabil tarafa melek gibi bir adam gelse, ona hâşâ lânet okuyacak derecede bir haksızlık gösterecek.Üçüncü suale deriz ki : Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkâr ise; meksatta ve esasta ittifak ile beraber, vesailde ihtilaf eder. Hakikatın her köşesini izhar edip, hakka ve hakikata hizmet eder. Fakat, tarafgirane ve garazkârane firavunlaşmış nefs-i emmare hesabına hodfuruşluk, şöhretperverane bir tarzdaki tesadüm-ü efkârdan bârika-i hakikat değil, belki fitne ateşleri çıkıyor. Çünki maksatta ittifak lâzım gelirken, öylelerin efkârının Küre-i Arz'da dahi nokta-i telâkisi bulunmaz. Hak namına olmadığı için, nihayetsiz müfritane gider. Kabil-i iltiyam olmayan inşikaklara sebebiyet verir. Hâl-i âlem buna şahittir... M.)
ihtilâf ::: (a. i. hilâfet'den. c. : ihtilâfât) : ayrılık, uymayış, uymama, anlaşmazlık, aykırılık.
ihtilâf-i dâr ::: muris ile vâristen her birinin başka başka ülkeler ehâlîsinden olması.
ihtilâf-ı re'yi ümmet ::: halkın fikirlerinin başka başka olması.
ihtilâf ::: anlaşmazlık, uyuşmazlık, ayrılık.
iHTiLaF ::: Ümmetimin ihtilâfı rahmettir. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî)
Halîfe Hârûn Reşîd, İmâm-ı Mâlik hazretlerine; "Senin kitaplarını çoğaltıp her yere göndereceğim ve herkesin bunlara uymasını emredeceğim" deyince; "Yâ Halîfe! Böyle yapma, âlimlerin ihtilâfı, Allahü teâlânın rahmetidir. Hepsi hidâyet üzeredir. Her müslüman dilediği âlime uyar" buyurdu. (Tahtâvî)
Bir kişi bir kişiye bedduâ ederek, Allahü teâlâ senin canını küfürle alsın dese, âlimler böyle söyleyen kimsenin kâfir olmasında ihtilâf ettiler. (Muhammed bin Kutbüddîn İznikî)
Ehl-i sünnet ve cemâat âlimleri, usûl-i dinde (inanılacak bilgilerde) ittifâk, ahkâm-ı ictihâdiyyede (iş ve ibâdetle ilgili hükümlerde) ihtilâf ettiler. (Şehristânî)
İhtilaf :::
- Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık
Örnek: Yirmi beş senedir bir tek idare adamıyla ihtilafı olmamıştı. R. N. Güntekin - çekişme, anlaşmazlık.
ihtilâf ::: uyuşmazlık , anlaşmazlık
ihtilâf ::: uyuşmazlık
İhtilaf ::: Anlaşmazlık, çekişme. Aykırılık. Söz, tutum, durum ve davranışlarda birbirine aykırı ve muhalif olma. Çelişki.
İhtilaf ::: Anlaşmazlık; uyuşmazlık; çekişme; niza; görüş farklılığı
ihtilaf ::: uyuşmazlık
ihtilaf :::
İHTİLAF :::